Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde. Develer tellal iken, pireler berber iken. Ben anamın beşiğini tıngır mıngır sallar iken, bir köyde ihtiyar bir nine yaşarmış. Bu ninenin, kimi kimsesi yokmuş. Keçilerinin sütünü sağar, yağını satar böylece geçinip gidermiş.
Bir gün keçilerinin sütünü sağmış. Güzel bir yağ yapmış. İki tenekeye doldurup, pazara doğru ağır adımlarla yola çıkmış. Yolda, önüne kurnaz bir tilki rasgelmiş.
Tilki: “Nineciğim, nereye gidiyorsun?”
“Pazara yağ satmaya gidiyorum.”
“Peki senin kimin kimsen yok mu?”
“Hayır, yok.”
Tilki: : “Nineciğim. Madem kimin kimsen yok, beni evlatlığa kabul et!” diye yalvarmış.
Ninenin zaten yalnızlıktan canı sıkılıyormuş. “Tilkiyi evlatlığa kabul edeyim de, bari yalnızlığımı unuttursun” diye düşünmüş. “Peki kabul ettim.” demiş.
Tilkinin, sevinçle gözleri ışıIdamış. “Nineciğim. Pazara beraber gidelim. Sizin yükünüz ağır, verin yağ tenekelerini ben taşıyayım.” demiş.
Nine, yağ tenekelerini tilkiye vermiş. İhtiyar önde, tilki arkada yola düşmüşler. İhtiyar nine:
“Yavrum, niye arkamdan yürüyorsun, gel önümden yürü.” demiş.
Tilki: “Nineciğim. Önünden yürümem, saygısızlık olur. Sana hürmetimden dolayı arkandan yürüyorum.” deyip nineyi kandırmış. Giderken de, nineye fark ettirmeden yağları yiyip bitirmiş. Tenekelerin içine de toprak doldurmuş.
Pazar yerine gelince, nine tenekeleri alıp bir yağcı dükkanına girmiş. Tilki de oradan hemen sıvışmış.
Yağcı, tenekeleri açıp bakınış. O da ne? Tenekelerin içi toprak dolu. “Nine” demiş. “Sen benimle dalga mı geçiyorsun? Bu tenekelerin içi toprak dolu!”
İhtiyar nine olanların farkına varmış ama iş işten geçmiş …
(Türk Masalı)
Bazılarını hep aldatabilirsiniz. Bazen de herkesi …
Ne var ki, herkesi her zaman aldatamazsınız.
Phineas T. Barnum