Çok uzak diyarların birinde, uzun yeşil ağaçlı, masmavi berrak nehirleriyle kocaman bir orman varmış. Bu ormanda beyaz ve parlak tüyleri olan Zıp Zıp adında tatlı bir tavşan yaşıyormuş. Ama bu tavşanı diğerlerinden ayıran çok önemli bir özelliği vardı, Zıp Zıp diğer tavşanlardan farklı olarak konuşabiliyordu! Bu yüzden sürekli şarkı söyleyip ormanın içerisinde zıp zıp dolaşırdı. Ama Zıp Zıp’ın bir derdi vardı. Hiç arkadaşı olmadığı için çok yalnızdı.
Günlerden bir gün, Zıp Zıp artık hiç arkadaşı olmamasından çok sıkıldı. Tüm ormanı gezip kendine bir arkadaş edinmeye karar verdi. Sabah erkenden kalkıp yola koyuldu ve tüm ormanı gezdi. Yeşil çalıların içlerine, elma ağaçlarının gölgesine hatta ormandaki ufak mağaralara bile baktı. Ama hiç bir yerde onunla konuşabilecek bir arkadaş bulamadı. Zıp Zıp çok yorulup ormanın ortasındaki koca çam ağacının dibine oturdu. Biraz dinlenmeye karar verdi. Tam uyuyacakken bir ağaç çıtırtısı duydu ve hemen ayağa fırlayıp etrafa baktı. Karşısında bir adam duruyordu. Zıp Zıp sevinçle sonunda konuşabileceği bir arkadaş. bulduğu için sevindi. Büyük bir sevinçle adama:
– “Merhaba! Ben kendime bir arkadaş arıyorum sen de istersen dost olabiliriz!” dedi.
Adam bu konuşan tavşanı görünce çok şaşırdı. Daha önce hiç konuşabilen bir tavşan görmemişti. Biraz düşündükten sonra cevapladı:
– “Tabii, dost olmayı çok isterim. Haydi gel seni evime götüreyim birlikte bir şeyler içer ve muhabbet ederiz.” dedi.
Zıp Zıp bu teklife çok mutlu oldu ve hemen kabul etti. Adamla birlikte ormandan çıktılar. Kasabanın yakınlarında bulunan bir eve geldiler. Bu ev büyük sayılabilecek, yeşillikler içinde güzel bir evdi. İçeriye girdiler. Tavşan eve girer girmez adam onu yakaladı ve bir kafesin içine kapattı. Zıp Zıp buna çok şaşırdı. Adam ona yalan söylemişti. Zıp Zıp konuşabildiği için adam onu kafese koyacak ve pazarda satacaktı.
Zıp Zıp, kafesinden adama seslendi:
– “Lütfen beni bırak! Ben sana zarar vermedim. Sadece iki iyi arkadaş olabileceğimizi düşünmüştüm.” dedi.
Ama adam kızgın bir sesle:
– “Yarın pazara gideceğim ve seni satacağım. Benim bir işime yaramazsın!” dedi.
Zıp Zıp buna çok üzüldü ve çaresizce kafesinde beklemeye başladı, üzüntüden uyuyakalmıştı. Artık gece olmuştu ama Zıp Zıp uykusundan uyandı. Bazı sesler duyuyordu. Hızlıca etrafa bakındı. Eve hırsız girmişti! Zıp Zıp adamın yaptığı kötülüğe rağmen ona yardım etmeye karar verdi. Hemen adamı uyandırmak için ona seslendi. Adam uykusundan zıplayarak kalktı ve hırsızları kovaladı. Hırsızlar, telaş içinde uzaklaştılar.
Adam Zıp Zıp’ın bu iyiliği karşısında yaptıklarına çok pişman oldu, dostluğun önemini anlamıştı. Onu hemen kafesten çıkardı ve özür diledi. Zıp Zıp adamın pişmanlığına karşı bir şans vermeye karar verdi. Aralarında bir dostluk oluştu. Birlikte ormana gittiler ve yeni maceralara atıldılar, artık iki iyi arkadaş olmuşlardı.