Zamanın birinde, bir çakalla bir tilki arkadaş olmuşlar. Birlikte avlanıp, birlikte yemeye başlamışlar. Tilkinin kurnazlığı, çakalın gücüyle birleşince, avlanmalarını kolaylaştırıyormuş. Bu iki arkadaş, günlerden bir gün, bir deve ile karşılaşmışlar ve onunla da anlaşıp, arkadaş olmuşlar. Bundan sonra da hep birlikte dolaşıp, karınlarını doyurmaya başlamışlar.
Tilki ile çakal, çok zor yiyecek bulurlarken, deve güzel kokulu ince otlar bulup yiyor, giderek de semirip güçleniyormuş. Deve böylece hayatın tadını çıkarırken; tilki ile çakal giderek daha da zorlanmaya başlamışlar. Günden güne iyice zayıflıyorlarmış. Buna bir çare düşünen tilki, bir gün çakala;
“Çakal kardeş, biz boşuna dağ bayır dolaşıp av arıyoruz. Üstelik de bulamayıp aç aç dolaşıyoruz. Bu gidişle açlıktan öleceğiz. Oysa deve günden güne semirip gidiyor. Ondan güzel av mı olur, niçin onu yemiyoruz?” demiş. Bunu duyan çakal da;
“Bak ben bunu hiç düşünmemiştim. Hay aklınla bin yaşa sen tilki kardeş. Onu yemek için hemen bir yol bulalım” diye cevap vermiş.
Bunun üzerine günlerce düşünen tilki, bir gün üçü de bir aradayken; “Herkes şimdi, bu güne kadar yemiş olduğu şeylerin adlarını saysın. Eğer sayamazsa diğerleri onu yesin.” demiş.
Bunu bir oyun sanan deve de kabul etmiş. Önce tilkiye;
“Say bakalım, şimdiye kadar neler yedin?” demişler. O da; “Tavuk, üzüm, kaz, tavşan” demiş ve kurtulmuş.
Sonra da deveye dönüp; “Haydi bakalım sıra sana geldi. Şimdi sen yediklerini say.” demişler.
Deve: “Ben de ot yedim” demiş ama, “Olmaz, yediğin otların adlarını say!” demişler. O zaman düştüğü tuzağın korkunçluğunu anlayan deve;
“Sayamam ve siz biliyorum ki beni yiyeceksiniz ama yemeden önce nalımda babamın vasiyeti yazılı, onu bir okuyun da ölmeden önce, ne olduğunu öğreneyim.” demiş.
Tilki okuma bilmediğini söyleyip geri çekilince, iş çakala kalmış ve okumak için nala bakmaya başlamış. Olanları fırsat bilen deve çiftesini öyle bir savurmuş ki, çakal hemen oracıkta cansız kalmış. Bunu gören ve pabucun pahalı olduğunu anlayan tilki hemen oradan kaçıp uzaklaşmış.
(Türk Masalı)
Başkasına hile yapma, masumane ve adilane düşün ve eğer konuşursan düşündüğün gibi konuş.
Benjamin Franklin