Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde, develer tellal iken, pireler berber iken, ülkenin birinde küçük bir kız yaşarmış. Bu kız hayvanlarla konuşur, onların dilinden anlarmış.
Bir gün annesi, küçük kızdan kuyudan su doldurmasını istemiş. Kız kovayı ve oyuncak bebeğini alıp kuyunun yolunu tutmuş. Yolda giderken karşısına yaralı bir koyun çıkmış. Kız koyunun başına ne geldiğini sormuş. Koyun cevap vermiş:
– Sahibim beni ve arkadaşlarımı otlatmaya götürmüştü. Orada rahatça karnımızı doyurduk. Ben, sahibimden gizli ormana gittim. Orada bir kurt ile karşılaştım. Az kalsın beni yiyecekti fakat ben oradan kaçmayı başardım.
Küçük kız şirin koyunun durumuna çok üzülmüştü. Yanına koyunu da alıp kuyunun yanına gittiler. Kız biraz suyla koyunun yarasını temizledi. Oyuncak bebeğinin elbisesiyle de yarayı sardı. Biraz dinlendikten sonrada birlikte eve gittiler. Küçük kız annesinden koyuna bakmaları için izin istedi. Annesi yarası iyileşene kadar bakmasına izin verdi. Küçük kız çok mutlu olmuştu. Aradan bir hafta geçti küçük koyunun yarası iyileşmişti. Annesi kızına küçük koyunun gitme vakti geldiğini söyledi. Fakat kız onu bırakmak istemiyordu. Annesi, onun da bir ailesi olduğunu söyledi. Küçük kız annesinin bu sözleriyle teselli olmuştu. Beraber kırlara gidip dolaştıktan sonra küçük koyunu çobana teslim etti. Bundan sonra küçük kız, koyunu hayatı boyunca hiç unutamayacaktı.
E.Rumeysa Aydın
Oooooo bu masalçokgüzelmiiiiiiiş!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!??!!!!!!!!