Peygamber (s.a.v.) bir gün çarşıdan eve giderken, iki gözü iki çeşme ağlayan küçük bir kız çocuğu ile karşılaştı. Peygamber (s.a.v.) çocuğa:
– Neden ağlıyorsun? diye sordu.
Küçük kız:
– Ben bir hizmetçiyim. Ev sahibi un almam için bana para vermişti. Ama ben parayı kaybettim, dedi.
Peygamber (s.a.v.) üzerinde olan bütün parayı küçük kıza verdi. Ancak küçük kız hala ağlamaya devam ediyordu. Peygamberimiz (s.a.v.) :
– Kaybettiğin paraya kavuştun, hala niye ağlıyorsun, diye sordu. Küçük kız:
– Eve geç kaldım, beni dövmelerinden korkuyorum, dedi. Peygamber (s.a.v.) küçük kızın elinden şefkatle tuttu:
– Korkma yavrum gel benimle dedi ve onu eve kadar götürdü. Kapıya gelince dışardan ev sahibine selam verdi. Ama kapı üçüncü selamdan sonra açıldı. Peygamberimiz (s.a.v.) :
– İlk selamımı duymadınız mı? diye sordu. Ev sahibi:
– Duyduk ama, sesinizi tekrar tekrar duymayı, selamınızın artmasını istedik. Size canımız feda olsun, Ey Allah’ın Rasulü. Buraya kadar niye zahmet ettiniz? dedi. Peygamberimiz (s.a.v.) :
– Bu kızcağız geç kaldığı için dövülmekten korkuyordu, bu sebepten onu size kadar getirdim, buyurdu. Ev sahibi Peygamberimiz (s.a.v.) in ziyaretine öyle sevinmişti ki :
– Buna sebep olan kız artık hizmetçi değil evladımız sayılır, dedi.