Allah’ı görmeyi ne çok istediğinizi biliyorum. Büyüklerinize, kim bilir kaç defa:
– Allah`ı niçin göremiyoruz? diye sormuşsunuzdur. Tıpkı balıklar gibi. Hani onlar da birbirine:
– Deniz diye bir şey varmış. Gidip, bizde görsek, derlermiş.
Allah, her zaman yanı başımızda; hatta kendinin de buyurduğu gibi, “Bize boyun damarımızdan daha yakın!” Ama yine de biz onu göremiyoruz. Zaten göreceğimizde yok; çünkü bu gözlerimiz, Allah’ı görecek şekilde yaratılmamış.
– Ya ahirette ? Orada da Allah’ı göremeyecek miyiz? diye sorarsanız, bu önemli sorunun cevabını peygamber efendimizden alalım, derim.
Aynen sizin gibi, Peygamber Efendimizin arkadaşları da bu konuyu pek merak etmişler ve ona:
– Ey Allah’ın Elçisi! Biz, ahirette Rabbimizi görecek miyiz? diye sormuşlar. Peygamber efendimiz de şunları söylemiş:
– Evet, göreceksiniz. Bir öğle vakti, açık bir havada, gök yüzünde hiçbir bulut yokken, güneşi görebilmek için birbirinizi hiç itip kakar mısınız? Ayın on dördüncü gecesinde, açık ve bulutsuz gökyüzünde ayı görebilmek için zorluk çeker misiniz?
Peygamberimizin arkadaşları bu soruya:
– Hayır, yâ Rasûlallah, diye cevap vermişler.
O zaman Peygamber efendimiz:
– Ayı ve güneşi görmek için zorluk çekmiyorsanız, ahiret günü, Allah Teâlâ’yı görmek için de hiçbir sıkıntı çekmeyeceksiniz, buyurmuş.
Bir başka gün de peygamberimiz şunları anlatmıştır: Cennetlikler, cennete girince, Allah Teâlâ onlara:
– Size daha fazla şeyler vermemi ister misiniz? diye soracak.
Onlar da:
– Rabbimiz! Sen bizim yüzümüzü ak ettin. Bizi cennete koyup cehennemden kurtardın. Senden daha fazla ne isteyebiliriz? diyecekler.
O zaman Allah Teâlâ , kendiyle kulları arasındaki engeli kaldıracak. Cennetlikler, Allah Teâlâ ya doya doya bakmaktan daha üstün ve daha güzel bir şey olmadığını anlayacaklar.
Prof. Dr. Mehmet Yaşar KANDEMİR
Ahirete İnanıyorum