Site icon Masal Oku

Büyük Yürekli Küçük Leylek

Yaklaşık Okuma Süresi: 6 dakika

Gecenin bir vakti canım balık çekti. Lakin vakit çok geçti. Geçti, erkendi derken elime bir kamış geçti. Kamışın bir ucu Tosya’da, diğer ucu Hanönü’nde. Kamışa ipi bağlayıp, topukları yağladım. Pınarbaşı’ndan geçerken eski bir dosta rastladım. Allem etti kallem etti, beni evinde kırk gün kırk gece misafir etti. Nar gibi kızarmış; bıldırcın, sülün ve kuzu eti ikram etti. Sofrasında balıkla, kuş sütü eksikti. Kırk birinci gün arkamdan su döküp Doğanyurt’un yolunu tarif etti. Ben deryaya varmadan aksakallı bir dede bana şu nasihatleri etti.

– Ey oğul, öfkelenip bir pire için yorgan yakma. Yorgun gözle at, bekâr gözüyle avrat alma. Güz gelmeden kazın cücüğünü sayma. Güçlüden taraf olup adaletten sapma. Ne yaparsan yap, sakın ha, kimsenin gönlünü kırma!

Anne leylek, gece gündüz demeden yuvadaki yavrularına yiyecek taşıyormuş. Annelerinin getirdiği balık, kurbağa, yılan ve böcekleri midelerine indiren leylek yavruları kısa zaman içinde semirip tüylenmişler. Yuvadaki üç yavrudan ikisi diğer yavrudan daha iriymiş. Annelerinin getirdiği yiyeceklerden pek azını küçük kardeşleriyle paylaşırlarmış. İyi beslenemediği için kardeşlerine göre zayıf kalan yavru leyleğin kanatlarında; ne yetirince tüy ne de havalanacak güç varmış. Kuzey rüzgârlarının esmeye başlamasıyla telaşlanan anne, yavrularına uçuş talimleri yaptırmaya başlamış. İyi beslenen yavrular güçlenen kanatlarıyla kolayca havalanıp küçük ve zayıf kardeşlerine nispet yapıyorlarmış. Anne leylek zaman daraldığından yeterince büyüyemeyen yavrusu için endişe ediyormuş. Zamanı geldiğinde yola çıkamaması ihtimali anne leyleğin endişelerini artırıyormuş. Küçük kardeş kardeşlerinden arta kalanlarla karnını doyurmaya çalışıyor, onların kanat çalışmalarını izleyerek kanatlarını güçlendirmeye çalışıyormuş.

Büyük kardeşler, annelerinin yemek için ayrılmasını fırsat bilip küçük kardeşlerini itekleyerek yuvadan düşürmüşler. Yuvadan düşen küçük leylek, suyun üstünde yüzmekte olan bir kütüğe zorlukla çıkmış. Akıntının sürüklediği kütüğün üstünde gittikçe uzaklaşan yavru leylek hüzünlü gözlerle yuvasına baka kalmış. Aradan çok geçmeden kütüğün içinden gelen sesleri duymuş. Kafasını kütüğün üstündeki kovuktan içeri soktuğunda bu seslerin ördek yavrularına ait olduğunu görmüş. İki gündür kütüğün içinde sürüklenmekte olan yavru ördekler, yavru leyleği görünce mutlu olmuşlar. Küçük leylek de yalnız olmadığını görünce çok mutlu olmuş. Ördek yavrularının bulunduğu ağaç yaşlandığı için suya devrilmiş, Avlanmaya giden anne ördek tüm aramalarına rağmen yavrularını bulamamış. Diğer ördeklere göre kuluçkaya geç yatan anne ördeğin yavruları da leylek gibi küçük ve güçsüzmüş.

Yavru leyleği merak eden yavru ördekler saklandıkları kovuktan dışarı çıkmışlar. İçlerinden biri diğerlerinden daha zayıf ve güçsüz görünüyormuş. Yavru leylek, o ördek yavrusunun da kendisi gibi olduğunu düşünüp, onunla ayrı ilgilenmiş. Ördek yavrularından birisi:

– O kardeşimiz bizden günler sonra yumurtadan çıktığı için bize göre daha zayıf ve güçsüz kaldı, demiş.

Duydukları karşısında, düşüncesinden dolayı mahcup olan yavru leylek, tüm ördek yavrularıyla tanışıp arkadaş olmuş. Suyun üstünde bulduğu yiyecekleri arkadaşlarıyla paylaşmış. Buldukları yiyecekleri önce en küçük ördek yavrusuna vermişler.

Günler sonra havada avını arayan bir kartal kütüğün üstündeki yavru leylek ve ördekleri görünce saldırıya geçmiş. Kartalı fark eden yavru leylek arkadaşlarını hızlıca kovuğa sokmuş. Yaşanan karmaşada dışarıda kalan küçük ördek yavrusu kartala av olacakken yavru leylek kartala karşı kahramanca mücadele vermiş. Bütün bunlar yaşanırken Hızır gibi yetişen anne ördek, kartala kuvvetli bir gaga darbesi indirmiş. Neye uğradığını anlamayan kartal çareyi uzaklaşmakta bulmuş.

Anne ördek, yavru leyleğe yaptığı kahramanlıktan dolayı teşekkür etmiş. Yavru leyleğin de ailesinin bir üyesi olmasını teklif etmiş. Bu teklifi seve seve kabul eden yavru leylek yeni ailesiyle güzel günler geçirmeye başlamış; fakat aklı kendi ailesindeymiş. Bunu anlayan anne yavru leyleğin yabancılık çekmemesi için yavru leyleği kendi yavrularından hiç ayırmamış. Ördek kardeşleri de yeni kardeşlerini kıskanıp dışlamamışlar. Geçen zaman içinde yavruların kanatları havalanabilmek için yeterince kuvvetlenmiş. Leylek ve yeni ailesi sıcak memleketlere doğru yola çıkmışlar. Gece günüz yol alan leylek ve yeni ailesi dinlenmek için sulak bir alan inmişler. Anne ve genç ördekler avlanırken genç leylek kıyıda onları izliyormuş. Genç leyleğin kulağına tanıdık sesler gelmiş. Kanat çırparak sesin geldiği yöne doğru uçmuş. İki ağacın arasına asılan ağa takılan annesi ve kardeşlerini görünce heyecandan ne yapacağını bilememiş. Ağa takılan leylek ailesi üç gündür aç susuz halde kendilerine uzanacak yardımı bekliyorlarmış. Genç leylek ne kadar uğraşsa da annesi ve kardeşlerini bir türlü ağdan kurtaramamış. Ümitsizce ne yapacağını düşünürken anne ördek ve genç yavruları yardımlarına gelmişler. Hep birlikte leylek ailesini takıldıkları ağdan kurtarmışlar. Açlıktan güçsüz düşen leylek ailesiyle yiyeceklerini paylaşmışlar. Leylek kardeşler, güçlerini topladıklarında yuvadan itekledikleri kardeşlerinden özür dilemişler. Yaptıklarından dolayı çok pişman olduklarını söylemişler. Anne leylek, büyük yavrularının kardeşlerinin kartal tarafından avlandığı yalanına inandığı için kendini çok kötü hissetmiş. Kanatlarıyla yavrusunu kucaklamış. Yufka yürekli genç leylek, kardeşlerini affetmiş. Eski ve yeni ailesiyle birlikte sıcak memleketlere doğru kanat çırpmışlar.

Gökten üç elma düşmüş; biri bu masalı anlatana, biri bu masalı yazana, birisi de bu masalı dinleyene.

NİLSU

Exit mobile version