Oğuz zamanında Kanlı Koca denilen bir yiğit er varmış. Kanlı Koca, Kan Turalı adlı oğlunu evlendirmek istemiş. Oğlu evlenmek için kahraman ve gözü pek bir kız istemiş.
Babası, “Sen kız istemezsin, yiğit istersin,” diye yanıtlamış. Kan Turalı yola çıkmış ve diyar diyar kız aramaya gitmiş. Trabzon beyinin kızının tam istedikleri gibi olduğunu öğrenmiş. Fakat bu kızı alabilmek için besledikleri üç canavarı öldürmesi gerekmekteymiş. Bunun üzerine Kan Turalı ölümü göze alarak kızın bulunduğu bölgeye gitmiş. Neden geldiğini öğrendiklerinde düşmanlar onu içeri almışlar ve soyundurup boğayı üzerine salmışlar. Bu arada kız oğlanı görmüş ve ona âşık olmuş.
Oğlan boğayı öldürmüş ve derisini beyin önüne serip kızını istemiş. Fakat bu kez aslanı meydana salmışlar, aslanı da öldürmüş, derisini beyin önüne serip kızını istemiş. Onlar da, deveyi öldürdükten sonra kızı alabileceğini söylemişler. Kan Turalı deveyi de öldürmüş ve Selcen Hatunu alıp gitmiş.
Bir yerde konaklamışlar ama Kan Turalı tam uyurken düşmanlar onun üzerine yürümüş. Kan Turalı’nın annesiyle babası da onların oldukları yere gelmişler. Kan Turalı ve Selcen Hatun düşmanı dövüşerek yenmişler. Atlarına binip babasının yanına varmışlar. Bir çadır dikip ve düğün yapmışlar. Bu Dede Korkut hikayesi de burada bitmiş.