Günün birinde üzerinde üç benek bulunan, yumuşak ve tüylü bir Oyuncak Tavşan varmış. Bu tavşan bir oğlanın odasında bulunan oyuncak kutusunun içinde yaşarmış. Çocuk her gün oyuncak kutusunu açar ve Sevimli Tavşan’la oynarmış.
Gün geçtikçe oyuncak kutusuna yeni oyuncaklar gelmeye başlamış. Bu oyuncakların özel yetenekleri bulunuyormuş. Bazıları üzerindeki düğmeye basıldığında hareket ediyor, bazıları ise sesler çıkartıyormuş. Ancak Sevimli Tavşan’ın herhangi bir yeteneği yokmuş. Çocukta bu düğmeli oyuncakların yeteneklerinden etkilenmiş ve onlarla oynamaya başlamış. Sevimli Tavşan ise bu duruma çok üzülmüş.
Geceleri, oyuncaklar oyuncak kutusuna geri döndüklerinde bu yeni düğmeli oyuncaklar yapabilecekleri hareketleri konuşurken Sevimli Tavşan sessiz kalıyormuş. Oyuncak kutusundaki diğer bir oyuncak olan Kovboy Atı’da aynı Sevimli Tavşan gibi yumuşak ve kabarık bir peluş oyuncakmış. Ama bu Kovboy Atı diğer oyuncaklardan yaşlıymış. Çünkü saçlarının çoğu yıpranmıştı.
Kovboy Atı, Sevimli Tavşan’a, “Bizim gibi yumuşak oyuncaklar gerçekten şanslıdır. Çünkü en çok biz seviliriz ve bir gün gerçek olabiliriz.” demiş.
Bunun üzerine Sevimli Tavşan “Gerçek nedir?” diye sormuş.
Kovboy Atı ise “Gerçek olmak en iyisidir. Hareket etmek istediğinde hareket edebilirsin. Gerçek olduğunda, sevgini tekrar gösterebilirsin.” demiş.
Bu konuşma Sevimli Tavşan’ı biraz da olsa mutlu etmiş.
Bir gece, çocuğa bakan Nana oyuncak kutusunun kapağını açmış. Eline ilk gelen oyuncağı almış ve çocuk ile birlikte yatağa yatırmış. Bu oyuncak Sevimli Tavşan’mış! Artık Tavşan, her gece çocukla birlikte uyuyormuş. Çocuk Sevimli Tavşan’a sarılır, onu öpermiş.
Bir süre sonra Sevimli Tavşan’ın tüyleri eski kabarıklığını kaybetmiş, pembe burnu çocuğun öpmeleriyle renksizleşmiş. Ancak tüm bunlar Sevimli Tavşan’ın umrunda değilmiş.
Çocuk bir gün hastalanmış ve ateşi çıkmış. Nana, eve bir doktor çağırmış. Doktor çocuğun deniz kıyısı bir yerde durursa daha çabuk iyileşeceğini söylemiş. Çocuğun yanında bulunan Sevimli Tavşan’ı ise eline alarak, “Bu eski oyuncağı da bir an önce çöpe atın, üstü mikrop dolu.” diye söylenmiş ve tavşanı bir köşeye fırlatmış.
Ertesi gün çocuk deniz kıyısına yolculuğa çıkmış, Sevimli Tavşan ise eski çarşaflar, kıyafetler ve bir sürü hurda ile yakılmak üzere bir çuvala konmuş. Fakat bu çuval delikmiş. Sevimli Tavşan yakılmak için bahçeye götürülen çuvalın deliğinden düşmüş ve kimse bunu farketmemiş.
Çimlere düşen Sevimli Tavşan çocuk tarafından bırakıldığı için çok üzülmüş. Gözünden bir damla yaş gelmiş ve çimlerin üzerine düşmüş. Bir anda, gözyaşının düştüğü yerde bir çiçek büyümüş. Sonra çiçeğin tomurcuğu açılmış içinden küçük bir Peri çıkmış!
Peri, “Küçük Tavşan. Kim olduğumu biliyor musun? Ben çok sevilen oyuncaklarla ilgilenen Peri’yim. Artık seni gerçek bir tavşana dönüştürme zamanı geldi.” demiş.
Peri asasına dokunmuş. Birdenbire Tavşan kendini farklı hissetmeye başlamış, artık bacaklarını hareket ettirebiliyor, kıpırdayabiliyormuş.
Sevimli Tavşan, “Bu mükemmel! Şimdi Kovboy Atı’nın ne demek istediğini anlıyorum. Artık istediğim gibi hareket edebilirim!” demiş.
Tavşan artık koşuyor yürüyor ve zıplayabiliyormuş. Bu koca bahçede koşarak oynamaya başlamış.
Aradan zaman geçmiş, çocuk iyileşmiş ve deniz kıyısından geri dönmüş. Oynamak için bahçeye çıktığında bu Sevimli Tavşanı görmüş. Aklından, aynı oyuncak tavşanındaki gibi üç beneği olduğunu düşünmüş ve onunla oynamaya başlamış. Artık her gün birlikte oynamaya başlamışlar. Çocuğun bilmediği şey ise bu tavşanın onun oyuncak tavşanı olduğuymuş.