Fatih Sultan Mehmet, bir gün, kılık değiştirerek bir seyahate çıkar. Basit bir köylü kıyafeti giyer. Köy köy, kasaba kasaba yürür. Bir ara çok yorulur ve dinlenmek ister. Gözüne bir kulübe ilişir, oraya varır. Bu kulübede yalnız yaşayan kadıncağızdan, içecek soğuk bir şey ister. Kadın ter içindeki yolcuya ayran ikram eder.
Köylü kıyafetindeki Fatih, ihtiyar kadının sunduğu ayranı doğru dürüst içemez. Çünkü her yudumda ağzına birkaç tane saman çöpü gelir. Fatih, ayranı yudumlaya yudumlaya içtikten sonra kadına sorar.
– Nine, ayranın çok lezzetli ama içindeki şu saman çöpleri niye? Kadıncağız tatlı tatlı gülümser.
– A evlâdım! Ter içindesin. Eğer bu soğuk ayranı saman katmadan verseydim bir yudumda içecek, belki de hasta olacaktın. Kıyamadım sana!
Bu söz, Fatih’in çok hoşuna gider ve fakir kadına kulübesinin civarındaki araziyi bağışlar.