Bir varmış, bir yokmuş. Allah’ın kulu mısır tanesinden çokmuş bir zamanlar. Büyük bir ülkenin yüce bir padişahı varmış. Yüceymiş yüce olmasına ama zamanla değişmiş, bambaşka bir insan oluvermiş.
Bir zamanlar halkına sevgiyle hizmet etmeyi bir görev bilen bu sultan, gün gelmiş zulmetmekten zevk duyar olmuş. Onun yüzünden canı yanmadık bir kul kalmamış ülkede. Ölmesi için insanlar gece gündüz Allah’a yakarır olmuşlar. Zulmünden bıkıp usanmışlar. Herkes korkudan sinmiş bir yerlere. Padişah ise her gün zulmüne bir yenisini ekliyor ve bundan emsalsiz bir zevk duyuyormuş.
Günler su gibi akıp gitmiş. Geride sadece haksızlığa uğrayanın iniltisi ve korkusu kalmış. Hiçbir şey kararında değildir dünyada. Her şey zamanla değişir. Bizim padişah da değişivermiş bir gün. Ve bunu, yurdun dört bir yanına duyurmuş. Sokaklarda tellallar:
“Duyduk duymadık demeyin! Padişahımız zulmü bırakıp, adaletli olacak. Ülkemizi tekrar mutlu günlerine kavuşturacak.” diye bağırıyorlarmış.
İnsanlar duyduklarına inanamamışlar. Fakat çok geçmeden tellalın söyledikleri çıkmaya başlamış. Padişahın değiştiğini gösteren olaylar olmuş. Artık zulüm günleri geride kalmış, herkes mutlu bir şekilde yaşamaya başlamış.
Yaşananlar sanki bir düş gibiymiş. Eski padişah gitmiş, yerine bir iyilik meleği gelmişti sanki. Hükümdarın yanındakiler de bu duruma çok şaşırmışlar. Vezirlerden birisi:
“Devletli sultanım, izniniz olursa sizden bir şey sormak istiyorum. Sanırım maiyetiniz de bunu çok merak ediyor. Sizdeki bu değişikliğin sebebi nedir?” diye sormuş. Padişah gülümseyerek anlatmaya başlamış:
“Beni bu duruma getiren ormanda gördüğüm bazı olaylardır:
Bir gün ava çıkmıştım. Yolda bir köpek gördüm. Bir tilkiyi izliyordu. Zavallı tilkinin ayağını ısırdı, hayvancağız canını kaçmakla zor kurtardı. Köpek gezinmeye başladı, ben de izliyordum. Tam bu sırada vahşi bir at, köpeği tepeleyince hayvanın ayağı kırıldı, bunun üzerine meraklandım atı takip etmeye başladım. At, gide gide bir çukura rast geldi ve bir anlık şaşkınlık sonucu düştü, onun da ayağı kırılmıştı …
Bu olaylar bana iyi bir ders oldu. Demek ki kimsenin yaptığı yanına kalmıyordu. Mutlaka ettiğinin cezasını çekiyordu.”
(Hint Masalı)
Kötülük zehirdir. O zehri yeme! Zehir yiyenin hayatı mahvolur.
Yusuf Has Hacib