Ezop masallarının en ünlüsü, Tilki ile Leylek Masalı‘nda tilki ve leyleğin dostluğunu bilmeyeniniz yoktur. Şimdi gelin bu masalı okuyalım.
Çok uzak bir ormanın derinliklerinde, birbirine komşuluk eden tilki ve leylek yaşarmış. Görenler, onların ne kadar iyi komşu olduklarını söylemeden, bu komşuluklarını herkese örnek göstermeden edemezlermiş. Tilki ve leyleğin bu dostça komşulukları kulaktan kulağa yayıla dursun. Günlerden bir gün, ormanda kendi için bir fırsat bekleyen tilki, komşusu leyleğe rastlamış. Hemen ona nazik ve kibar bir sesle: “İyi günler dilerim, benim biricik komşum leylek kardeş.” diye seslenmiş. Leylek, tilkiye aynı nezaketle cevap vermek istemiş ancak tam sözlerine başlayacağı sırada, tilki lafı ağzından almış: “Bu akşam böylesine güzel ve iyi kalpli bir komşumla yemek yemek bana mutluluk verecek.” demiş ve eklemiş: “Leylek kardeşim bu teklifimi geri çevirse darılırım. Lütfen beni kırmayınız.”
Tilkinin bu güzel sözlerinden ve davetinden etkilenen leylek, teklifi kabul etmiş ve akşam yemeğinde tilkinin evinde buluşmak üzere sözleşmişler.
Akşam, ormanın derinliklerine usulca sokulduğu sırada, leylek tilkinin kapısını çalmış. Karnı da oldukça açmış. Tilki kapıyı her zaman olduğu gibi, güzel sözlerle açmış. “Benim biricik dostum, sevgili komşum, hoş geldiniz. Size layık değil ama, beğeneceğinizi düşündüğüm enfes bir yemek hazırladım. ” diyerek, komşusu leyleği içeri almış.
Hemen masaya doğru yönelmişler ve sandalyelerine kurulmuşlar. Ancak leylek masaya oturunca, tilkinin ona sadece çorba hazırladığını ve onu da düz bir tabakta ikram ettiğini fark etmiş. Zavallı leylek ne kadar uğraştıysa da uzun gagasıyla düz tabaktaki çorbadan bir türlü yiyememiş. Tilki durumun farkında olduğu için kıs kıs gülmekten kendini alamamış. Kendi tabağındakileri afiyetle midesine indirmiş hemen. Leylek durumu anlamış ama açlığı yanına kâr kalmış. Tilkinin ona oynadığı oyunun mutlaka intikamını alması gerektiğini düşünmüş. Çorba için tilkiye teşekkür edip eve gitmiş. Tilkinin evinden karnı aç olarak dönen leylek, ona iyi bir ders vermek için plan yapmış.
Aradan biraz zaman geçince Leylek enfes bir et yemeği hazırlamış. Tilkiyi aramış:
– Tilki kardeş. Sen beni evinde ağırladın, yemek hazırladım. Ben de seni evimde misafir etmek ve senin için güzel bir ziyafet vermek istiyorum. Hem de bu akşam.
Tilki bu davet için çok memnun olmuş. Akşam olunca, tilki, leyleğin kapısını çalmış. Leyleğin mutfağından nefis et kokuları tilkinin ağzını sulandırmış. Kapıyı açan leylek, hemen misafirini masaya buyur etmiş. Tilki etin kokusunu içine çekerken leyleğe güzel sözler ve iltifatlarda bulunmuş. Leylek mutfağa gidip hazırladığı yemekleri masaya getirmek için tilkiden izin istemiş. Mutfaktan mis kokulu etlerle masaya doğru yaklaşmış, ağzı dar, ince ve uzun kaplarda servis yapmış. Ancak tilki etleri bir türlü yiyemiyormuş. Yemek boyunca uğraşmış, didinmiş ama bir lokma et bile geçmemiş boğazından. Leylek ise uzun gagasıyla afiyetle yemiş tüm etleri. Tilki aç kalınca anlamış yaptığı hatayı. Leylek ona çok güzel bir ders vermiş.
Tilki o günden sonra da bir daha kimseyle dalga geçmeyeceğine, kimseye kötü davranmayacağına dair kendine söz vermiş.