Ormanın içinde eski küçük bir evde kocası ile yaşayan bir kadın varmış. Çocukları yokmuş ve çok yalnızlık çekiyorlarmış. Yaşlı kadın zencefilli kurabiye yaparken adam şekilleri vermiş. Kocasına da ‘kocacığım bugün zencefilli kurabiyeden adam yapacağım’’ demiş. Çok güzel bir zencefilli kurabiye adam yapmış ve fırına sürmüş kurabiyeyi.
Fırından gelen eşsiz kokuların yayılması ile birlikte yaşlı kadın fırın eldivenlerini takarak kurabiyeyi çıkartmış. Pudra şekeri kullanarak saçlarını, kaşlarını, elbisesini ve ağzını çizmiş. Gözleri için boncuk gibi duran kuş üzümü kullanmış. Kıyafetindeki düğmeleri için de vişne kullanmış. Bitirdikten sonra eserine bakarken birde ne görsün zencefilli kurabiye ayağı fırlayıvermiş. Kurabiyeyi koşarken gören kadın şok olmuş. Ne yapacağını bilememiş. Kurabiye adam ‘Beni yemeyin’ diye bağırarak camdan atlayıvermiş.
Yaşlı kadın dışarı çıkıp zencefilli kurabiyenin peşine takılmış. Kocası hayretler içerisinde pencerede bakakalmış. Zencefilli kurabiye hızla koşmaya devam etmiş. Sürekli kendine ‘koş koş sen zencefilli kurabiye adamsın koş koş’ diyormuş. Zencefilli kurabiye adam öyle hızlı koşuyormuş ki yaşlı kadının onu yakalaması imkânsızmış.
Çok geçmeden zencefilli kurabiye adam bir çiftliğe gelmiş. Çiftlikte yeşillikler içerisinde otlayan inek onu fark edivermiş. ‘’ Ne kadar da güzel bir kurabiye, çok güzel kokuyor onu yakalayıp yemeliyim’’ demiş. Kurabiye adam gülerek ‘’koş bakalım koşabildiğin kadar hızlı koş yaşlı bir kadın da peşimden koşuyor ama beni kimse yakalayamaz ben zencefilli kurabiye adamım’’ diyerek bağırmış. Yaşlı kadın önde inekse arkadan zencefilli kurabiye adamın peşinden koşmaya devam etmişler.
Zencefilli kurabiye adam koşmaya devam ederken onu bir domuz fark etmiş. Domuz havayı koklayarak ‘’mmm çok güzel bir kurabiyeye benziyor tam da ağzıma layık’’ diyerek söylenmiş. ‘’koş bakalım koşabildiğin kadar hızlı koş yaşlı bir kadın ve onun arkasından bir inek de peşimden koşuyor ama beni kimse yakalayamaz ben zencefilli kurabiye adamım’’ diyerek bağırmış.
Önce kurabiye adam onun arkasında yaşlı kadın, inek ve domuz koşmaya devam ederlerken çiftliğin dışarısında yiyecek arayan tavuğun yanından geçmişler. Tavuk çok açmış. Tavuk ‘’İşte tam da aradığım lezzette bir yemek’’ diyerek peşlerinden koşmaya başlamış. Kanatlarını çırpa çırpa hızlı bir şekilde koşmaya başlamış. ‘’koş bakalım koşabildiğin kadar hızlı koş yaşlı bir kadın ve onun arkasından bir inek arkasından bir domuzda peşimden koşuyor ama beni yakalayamadılar. Sende yakalayamazsın. Beni kimse yakalayamaz ben zencefilli kurabiye adamım’’ diyerek bağırmış.
Zencefilli kurabiye adamın arkasından önce yaşlı kadın, inek, domuz, tavuk koşmaya devam etmişler. Zencefilli kurabiye adam öyle hızlı koşuyormuş ki aradaki farkı bayağı açmış. Bağırarak ‘’Beni kimse yakalayamaz dünyada benden hızlı kimse koşamaz çünkü ben zencefilli kurabiye adamım’’ diyerek sürekli koşuyormuş. Yoluna devam ederken birde ne görsün ilerde yolun sonunda bir nehir görünmekteymiş. Yol nehirle kesilmiş ve zencefilli kurabiye adamın kaçacak bir yeri yokmuş.
Zencefilli kurabiye adam sunun kenarına kadar gelmiş ama aniden durmuş. Eğer suya girerse eriyip yok olabilirmiş. Arkasından koşan yaşlı kadın, inek, domuz, tavuk hızla kendisine doğru yaklaşıyorlarmış. Bir karar vermesi gerekiyormuş ve ne yapacağını bilemeden etrafına bakınmış. Tam o sırada bir ağacın arkasından kurnaz bir tilki çıkıp gelmiş yanına. İsterse onu karşıya geçirebileceğini söylemiş. Bir süre düşünen kurabiye peşindekilerin iyice yaklaştıklarını görmüş. Tilkiye ‘’ya beni yersen’’ demiş. Kurnaz tilki onu yemeyeceğini çok yardımsever bir tilki olduğunu amacının sadece yardım etmek olduğunu söylemiş. Artık düşünmeye vakti kalmayan zencefilli kurabiye adam atlamış tilkinin kuyruğuna.
Tilkinin sırtından sıkıca tutunurken bu sırada tilki de atlamış nehre. Bunu gören yaşlı kadın yaşlı kadın, inek, domuz ve tavuk nehri yüzerek geçen tilki ve sırtındaki zencefilli kurabiye adamın arkalarından bakmışlar. Artık onu yakalamalarının imkânsız olduğunu anlamışlar.
Zencefilli kurabiye adam tilkinin sırtında giderken nehir iyice derinleşmeye ve sular yükselmeye başlamış. Kurabiye adam tilkiye neredeyse ıslanacağını kuyruğunu biraz kaldırmasını söylemiş. Tilki de sırtına doğru çıkmasını orada ıslanmaktan kurtulacağını söylemiş. Ama nehir derinleştikçe tilkinin sırtı da suya batmaya başlamış. Suya batıp batıp çıkan sırtta Zencefilli kurabiye adam ıslanma tehlikesi geçiriyormuş sürekli. Tilki bu durumu fark edip ’’ ıslanmandan korkuyorum kurabiye kardeş istersen kafamın üzerine çık orası daha yüksek hem güvende olursun hem de rahat edersin demiş’’. Kurabiye adam tilkinin kafasına doğru ilerlemiş.
Tilki sinsi planına devam etmiş ve nehrin suları derinleştikçe kafasını iyice suya gömmüş. Islanmaktan çok korkan zencefilli kurabiye adama ’’istersen burnumun üzerine çık orası daha yüksek demiş’’. Kurabiye adam tilkinin burnuna çıkmış. Tam karaya çıkmaya başladıkları anda kurabiye adamı havaya fırlatan tilki ağzını açarak kurabiye adamı ‘lüp’ diye yutmayı beklerken tam tepelerinden geçen bir karga kurabiye adamı gagası ile yakalayıvermiş. Ağzı açık bekleyen tilki öylece bakakalmış.
Biraz ilerledikten sonra zencefilli kurabiye adam kargaya ‘’kargalar zencefilli kurabiye yer mi’’ diye sormuş. Sonra da ‘’yer’’ diyen karganın ağzından düşüvermiş. Yere düşen kurabiye adam hızla koşmaya devam etmiş. ‘’Beni kimse yakalayamaz ben kurabiye adamım’’ diyerek koşmaya devam etmiş.